Hz. Muhammed’in (sas) Hayata İyimser Bakışı

Hz. Muhammed (sas), hayatına iyimser bir bakış açısıyla yaklaşmış ve etrafındakilere de bunu tavsiye etmiştir. iyimserlik
Hz. Muhammed (sas), hayata iyimser bir bakış açısıyla yaklaşmış ve çevresindekilere de bu tavsiyede bulunmuştur. Yüzünden tebessüm eksik olmazdı. En zor anlarında bile üzüntüsünü gizler, yanındakilerin moralini bozmaktan kaçınırdı. Mekke döneminde müşriklerin eziyetlerine ve Medine döneminde çeşitli saldırılara maruz kalmış, birçok sıkıntıyla karşılaşmıştır. Savaşlar ve silahlı saldırılar gibi büyük felaketlerle defalarca yüzleşmiş, açlık gibi zorluklar yaşamıştır. Altı kez evlat acısı çekmiş, Hz. Fâtıma dışında tüm çocuklarını sağlığında kaybetmiştir. Kızlarının ve oğlu İbrahim’in vefatında son derece üzülmüştür. İbrahim’in vefatı sırasında, karşısındaki dağa dönerek, “Ey dağ! Benim başıma gelen senin başına gelseydi yıkılıp giderdin. Fakat biz, Allah’ın emrettiği gibi ‘biz Allah’ın kullarıyız ve biz O’na döneceğiz’ deriz” demiştir. Bu söz, onun karşılaştığı güçlüklerin yanı sıra sabrının ve teslimiyetinin derecesini göstermektedir.
Hz. Peygamber, aile fertlerine olduğu gibi sahâbeye de büyük bir sevgi beslerdi; onların başına gelen musibetlere kendi başına gelmiş gibi üzülürdü. Bi’r-i Maûne’de yetmiş kişilik tebliğ heyetinin müşrikler tarafından katledilmesine son derece üzülmüştür. Ancak bu tür üzüntü verici olaylar, onun moralini bozmamış; tam tersine metanetini korumuştur. Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamış, hayata iyimser bakışı onun en belirgin özelliklerinden biri olmuştur. İyimserlik ve yüksek moral, başarıya ulaşmanın ve örnek olmanın temel unsurlarındandır.