Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki Kahramanların Hikâyeleri

Cibaliye mülteci kampında yaşayanların hikâyeleri, kaybedilenlerin anısına yazılan bir kitapta bir araya getirildi.
Dünyada her bireyin özel bir görevi olduğu düşüncesi, yaşam yolculuklarının anlamını aramakla başlar. Bu süreçte bazıları erken, bazıları ise geç cevap bulur. Kimi insanlar ise bu sorunun yanıtını asla bulamazlar.
Bir yazar, Gazze’deki anılarını ve deneyimlerini paylaşarak, kaybettiği dostlarını ve ailesini onurlandırmayı amaçlıyor. Bu bağlamda, Cibaliye Mülteci Kampı’nda yaşananları ve orada kaybolan hayatları anlatan bir kitap kaleme aldı. Kitap, kayıpların anısını yaşatmayı ve direnişi sembolize ediyor.
31 Ekim 2023 tarihinde, İsrail’in Gazze’deki Seneyde mahallesine düzenlediği saldırıda, 600 kişi hayatını kaybetti. Bu, tarihsel olarak en büyük katliam olarak kaydedildi. Yazar, bu mahallede büyüdüğünü ve çocukluğunun anılarının bu duvarlar ve sokaklarla şekillendiğini belirtiyor. Her evin kendine özgü bir hikâyesi ve kokusu olduğunu vurguluyor.
Bir gün içinde, birçok aile yok oldu. Ertesi gün, 1 Kasım 2023’te, başka bir saldırıda 150 kişi daha hayatını kaybetti. Bu olaylar, yazarın yaşadığı mahallede derin izler bıraktı ve toplumu büyük bir travmaya sürükledi.
Yazar, kitabında yalnızca kişisel anılarını değil, aynı zamanda daha geniş bir anlatı mücadelesini de ele alıyor. Bu mücadele, Filistin topraklarının sömürgeleştirilmesi sürecinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Anlatı üzerindeki bu mücadele, gerçeklerin gün yüzüne çıkmasını engellemeyi amaçlayan bir strateji olarak görülüyor.
Yazar, geçmişte Filistinli aydınların ve yazarların maruz kaldığı şiddeti hatırlatarak, günümüzde de benzer bir stratejinin devam ettiğini ifade ediyor. Gazze’de son iki yılda 300’e yakın gazetecinin hayatını kaybettiğini belirtiyor. Bu durum, gerçeklerin kontrol altına alınması çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Kitap, aynı zamanda yeni hikâye anlatım biçimleriyle de destekleniyor. Her ailenin hikâyesini özetleyen kısa videolar ve fotoğraflar, mağdurların seslerini ve yüzlerini dünya çapında duyurmayı amaçlıyor. Bu çabalar, ana akım medyanın kayıpları görünmez kıldığı bir dönemde büyük önem taşıyor.
‘Kuzey Gazze Katliamları’ adlı eser, yalnızca bir kitap değil, aynı zamanda bir çağrıdır. Filistinlilerin sadece birer sayı değil, birer insan olarak görülmesi gerektiğini vurguluyor. Her sayfa, Cibaliye’nin sokaklarını sevgi ve umutla dolduranların hayatlarını anlatıyor. Bu hikâyelerin hatırlanması, kayıpların yok olma girişimlerine karşı bir direniş olarak değerlendiriliyor.
Yazar, Cibaliye şehitlerinin hikâyelerini anlatmaya devam etmek için ikinci bir cilt üzerinde çalıştığını belirtiyor. Bu eser, kurbanların sesinin duyulması ve hatırlanması adına bir zafer olarak görülüyor.