“Türk Halkı GDO’yu gözüyle tanır”

Türk halkının en dikkat ettiği fakat hakkında pek bilgi sahibi olmadığı GDO’lu ürünler hakkında bilgi paylaşmak için toplanan uzman isimler uzun ve meşakkatli bir konuya açıklık getirmeye çalıştı. Toplantıya, Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Fatih Kaya, Türkiye Tohumcular Birliği Genel Sekreteri Dr. Muhteşem Torun, Gıda Güvenliği Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Artık, İSTİB Meclis Üyesi Ahmet Yücesan Türkiye’de İş Dünyası Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Celal Toprak katılım sağladı.
Toplantının ana hedefi kamuoyunda yıllardır süren “GDO’lu ürün tüketiyoruz” endişesinin bilimsel bir zemine oturtularak doğru bilgiyle giderilmesiydi. Ancak sunumlar ve açıklamalar, kamuoyundaki kafa karışıklığının hâlâ ciddi boyutta olduğunu gösterdi.
“PAZARDA ÇİLEĞİ GÖSTERİYORLAR, BU GDO’LU DİYORLAR”
Prof. Dr. Nevzat Artık, sahada karşılaştığı durumu şöyle anlattı: “Ben 47 yıldır gıdayla uğraşıyorum. Bugüne kadar GDO’lu ürünü gözümle ayırt edemedim. Laboratuvarda analiz yapmadıkça bu mümkün değil. Ama bizim pazara gittiğimizde vatandaş eline çileği alıp ‘bak bu kesin GDO’lu’ diyor. Yanındaki daha küçükse ona ‘bu doğal’ diyor. Bu mümkün değil. Böyle bir teşhis yok. GDO ancak moleküler analizle tespit edilebilir.”
Toplumda bu tür yanlış inanışların medya, sosyal medya ve bilgi eksikliği kaynaklı olduğunu belirten Prof. Dr. Artık, “Tarım Bakanlığı bu konuda çok iyi işler yapıyor ama anlatmakta zorlanıyor. Fiber optik kablo döşeniyor ama kimse internete bağlanamıyor. Asıl sıkıntı bu” dedi.
GDO YASAK, AMA ALGI BAŞKA
Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Fatih Kaya, “Türkiye’nin GDO konusundaki politikalarını ayrıntılı şekilde aktardı. Kaya’ya göre Türkiye’de GDO’lu gıdaların üretimi ve tüketimi yasak. Sadece hayvan yemi olarak kullanılmak üzere belirli mısır ve soya çeşitlerine onay veriliyor. Bugüne kadar sadece 15 soya ve 21 mısır çeşidine yem amaçlı olmak üzere onay verildi. Bunların dışında bir GDO ürünü ülkeye giremez. Tespit edilirse ürün iade edilir. İthalat aşamasında ve yurtiçinde ciddi analizler yapıyoruz. Yılda 10 binden fazla analiz gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı. Kaya ayrıca bebek mamalarında, formül mamalarda ve gıda sanayisinde GDO kullanımının yasak olduğunu belirtti.
“GDO’YU HALK DEĞİL, BİLİM TANIR”
Türkiye Tohumcular Birliği Genel Sekreteri Dr. Muhteşem Torun, kamuoyunda yaygın olarak hibrit tohumla GDO’nun karıştırıldığını belirterek, “Hibrit tohum doğal yöntemlerle geliştirilmiş tohumdur. GDO ile uzaktan yakından ilgisi yok. Ama hâlâ televizyonlarda biri çıkıp hibrit kanser yapar diyor. Hibrit olmazsa olmazımız. Bu konuda büyük bir yanlış anlama var. Hibrit teknolojiye destek vermemiz gerekirken, GDO ile karıştırılması tarım sektörüne zarar veriyor” ifadelerini kullandı.
Torun, ayrıca Türkiye’nin GDO teknolojisini tamamen reddetmemesi gerektiğini, bilimsel altyapı oluşturularak gerektiğinde bu teknolojiyi kullanabilecek kapasiteye sahip olunmasının önemli olduğuna değinerek, “Bugün yasak olabilir ama yarın şartlar değişebilir. Bilimsel gelişmeleri takip etmeden sadece yasaklarla ilerleyemeyiz. Araştırma altyapısı olmalı” dedi.
“ETİKET GÖREMİYORUZ ÇÜNKÜ RAFLARDA GDO’LU GIDA YOK”
Dr. Muhteşem Torun, etiketleme konusundaki kafa karışıklığına da açıklık getirdi. Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerine göre Türkiye, Avrupa Birliği ile uyumlu şekilde binde 9 eşik değeri belirlemiş durumda olduğunu ancak bu sadece yem ürünleri için geçerli olduğunu belirtti. Torun, “Gıda ürünlerinde GDO onayı olmadığı için marketlerde GDO içeren ürün etiketiyle karşılaşmak mümkün değil. Türkiye’de GDO’lu gıda satışı yok. Bu nedenle GDO içermez gibi ifadeler görmüyoruz. Yemde ise etiketleme zorunlu. Vatandaş istese de GDO’lu gıdayla karşılaşamaz” ifadelerini kullandı.
SAHTE TOHUM VE BİLGİ KİRLİLİĞİ
Muhteşem Torun, sahte tohum kavramın bilimsel olmadığını belirterek şunları söyledi: “Sahte tohum diye bir şey bilimsel literatürde yok. Bu tamamen söylem. Sertifikalı olmayan, kaçak üretimden gelen bazı tohumlar olabilir. Ama bu da GDO ya da hibrit tartışmasından bağımsız.”
Prof. Artık ise halk arasında bilgi kirliliğinin boyutunu özetlemek için şu örneği verdi: “Adana’da bir toplantıdaydım. Biri dedi ki, bütün hastalıkların nedeni hibrit tohum. Ne diyeyim şimdi? Ağlayayım mı, güleyim mi? Biz anlatmaktan yorulduk.”
BİLGİ KİRLİLİĞİNE KARŞI ORTAK ÇAĞRI
Prof. Dr. Nevzat Artık, “GDO’yu gözle değil, bilimle tanıyın. Sosyal medya söylentileriyle değil, laboratuvar sonuçlarıyla konuşalım. Bizim bilimsel altyapımız var. Yeter ki duyulsun” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Toplantının sonunda katılımcılar, GDO konusunda kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gerektiği yönünde hemfikir olurken, Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri, sivil toplum temsilcileri ve akademisyenler, medya organlarına ve sosyal medya kullanıcılarının doğru bilgi aktarımında birlik olmaya çağırdı.